Biribirlerine kırılan iki arkadaştan biri, uzun bir aradan sonra diğerinin kapısını çalar.

-Kim o? diye seslenir içerdeki.
-Benim, der kapıyı çalan.
-Burada ikimize birlikte yer yok, diye cevap verir öbürü.
Aradan uzunca bir zaman geçer... Yeni bir umutla tekrar çalar sevdiği arkadaşının kapısını.
-Kim o? diye sorar yine içerdeki.
- Sen'im, der bu sefer. Ve kapı sonuna kadar aralanır.
Hz. Mevlânâ da;
"Birisinin kalbinde taht kurmak, sevgisini kazanmak istiyorsanız, öylesine sevmelisiniz ki, benliğinizi bırakıp âdeta o olmalısınız" diye anlatır hakiki muhabbeti.

- The top video clips of the week are here

sinema - fragman - paranormal activity fragman | izlesene.com


Filmin Özeti:
Genç bir çift evlerinde garip bir gücün varlığından şüphelenmeye başlıyor ve evlerini kamera sistemiyle donatıyor. İşte paranormal activity bu kameralara yansıyan görüntülerden oluşuyor sadece.

Şimdiye kadar gördüğüm en korkunç film.Yalnız yaşayanlar izlemesin!!!(Bence)

adam, kadın onu severken güzeldi...
çünkü kadın görüyordu adamın gözlerindeki çam ormanlarını,
kadın büyütüyordu adamın kıvrılıp giden yeşil bir patika gibi gülüşünü...

adam, kadın onu severken güzeldi...
kadın, adamın omzuna rütbeler, göğsüne madalyalar takıyordu.
olamaz bir kahraman çıkarıyordu erkeğinden.
karşısına geçip bakıyordu...
ve adam sanki sevildikçe daha da güzelleşiyordu.
kadının gözüyle baktılar diğerleri de adama.
daha önce hiç görmedikleri bir orman var diye düşündüler adamın içinde.
düşündürdü kadın...
çünkü gözlerini ödünç verdi onlara. kadının gözüyle bakıp adama, kadını kıskandılar hatta...
hiçbiri bilemedi...
erkeğe ne kadar büyük bir haksızlık ettiklerini bilemediler.
cılız omuzlarının, zayıf göğsünün gürül gürül akan bir hayatı, alışık olmadığı bir dürüstlüğü kaldıramayacağını bilemediler.
ama tanrı biliyordu. evet, bu yüzden sert rüzgârlar saldı üzerlerine...
kim yürekli kim korkak, kim tenha kim kalabalık, kim sağlam kim çürük, kim güçlü kim zayıf, kim siyah kim beyaz, kim net kim şüpheli, kim olgun kim ham... fırtınalardan sonra hepimiz görelim diye...
gördük...
yeni bir başlangıç sanıyordu kendini kadın.
inanıyordu...
kendisini, kadındaki erkeği, ikisinden oluşanı, sıfır noktası sayıyordu...
artık daha iyi biliyor kadın; adam, kadın onu severken güzeldi...
şimdi aynadaki kendi suretinde görüyor bunu...
kendi yazdığı kahramanın beyhudeliğine ağlıyordu belki de önceleri.
üzüntülerden üzüntü seçemiyor, bazen hangisine üzüleceğini bilemiyordu.
aynada büyük gözlerine bakıp gözlerimiz neden bu kadar büyük diye soruyordu bir kürt kadın. çok ağlayalım acılarımız çabuk geçsin diye mi diye boynunu büküyordu...
artık ağlamaz kadın...
ınsan sevdiğini öldürür evet. kadın da öldürdü nihayet...
sevmeye sebep, sevmeye kudret elleriyle yaptı bunu...
yaz geldi artık...
son söz vaktidir şimdi; bütün sevenler için Yalın söylüyor:
mutluluk yürekli olana yakışır...

www.NarTube.com
yasamak nefes almak diye yasadin batakliga adim attin

saplandin toz pembe düsler girdi hayalere umursamadin
bakmadin geridekilere gözyasi döküldü senin icin
yas 17 elden gitti gencligin dostlar düsman oldu anlayamadin olanlari
bitecek bir yasam düsündürmezdiki onlari
hayatin kara lekesi kollarinda
mezarbasi ana baba iste kara tahta
yatarsin ve biter gider
pembe hayaller son nefesin  kollarinda biter gider
beyaz ölüm derler bunun adina cocuk
bilinmez diyarlara yapilan yolculuk
bir kere denersin dönemezsin geri
arariz bulamayiz eskisi gibi seni


kara vatan seni kucaklayacak
kabuslarin artik bir sona varacak
aglamakla kadin sana yaklasacak
boynunu bükecek senin icin aglayacak
beyaz ölüm derler bunun adina cocuk bilinmez diyarlara
yapilan yolculuk bir kere denersin dönemezsin geri arariz
bulamayiz eskisi gibi seni..

    Fırlat, hayata vursun dağıtsın korkuyu
    Azim gerekli biraz, cesaret sağ duyu.
    Yazık şu insan oğlu nedense bulamamış ki bir doğru
    Aramamış ve yahut haymaz olmuş görememiş hududu
    Bırak gururu, gerek yok nafile
    Zaman kapattı kapıyı dönüş yok maziye.
    Ne kalmış elde, bir varmış bir yokmuş her halde
    Masal mı sandın bu dünya günaydın rasgele,
    Dön de bak haline, dönmeden tersine
    Bir kere geldik unutma, dönüş yok meskene.

- Funny blooper videos are here
Bir çiftin aynı gün günlüğe yazdıkları


Kadının Günlüğüne yazdıkları:
Bugün üç yıl bitti. Onun karşısına gelinlikle çıktığım günkü
kadar mutluyum. Tanrım, onu ne kadar seviyorum.
Mükemmel bir erkek,cazibeli, yakışıklı, anlayışlı,sevecen, her şey var.
Bugün Cumartesi,bıraktım arkadaşlarıyla eğlensin.
En sevdiği yemek olan pastırmalı Kurufasulye ile pilav yapıyorum.
Pişti, demleniyor.Banyo yaptım, en sevdiği kıyafeti giydim.
Yemekten sonra, şöminenin karşısına bir şişe kırmızı şarapla uzanacağız...
Eve geldi sonunda.Beni öpüşü biraz soğuktu, aklı başka yerde sanki.
Aman Tanrım, yoksa?
Tüm cilvelerime rağmen, bana yanaşmadı. Arkadaşlarıyla ne yaptığını sordum,
ağzında birşeyler Geveledi. Yemekte biraz keyfi yerine gelir gibi oldu, ama hala dalgın,hala uzak,hala kabuğuna çekilmiş. Herhalde ÖTEKİNİ düşünüyor.Benden genç mi acaba?İşyerindeki sarışın pazarlama temsilcisi olmasın?
Şöminenin karşısında şarabımızı yudumlarken, artık dayanamadım 'neyin var?'
diye sordum. Gülümsedi, zoraki bir gülümseme, acı dolu, uzaklık dolu.. 'Yok birşeyim' diye geçiştirdi. O gürül gürül yanan aşkın bu kadar çabuk biteceğine inanamıyorum,
daha dün bana ebediyete kadar benimle olmak istediğini söylüyordu.
Bugün aramızda iletişim kopukluğu başladı bile.Belki de kilo alıyorum. Çok mu vır vır
yapıyorum? Elini tuttum. Elimi okşadı,ama eller hissiz, parmak uçları soğuk... Stepe başlasam? Çocuk istesem? Yalan, yalan, yalan.
Kendimi kandırmaktan başka bir şey değil bunlar.
Bitti...Bittti...Bitti. Tanrım, ölmek istiyorum. Kendimi son kez onun kollarına attım. Ağlaya ağlaya uykuya dalmışım.


Kocanın Günlüğüne yazdıkları :
Öff be, GALATASARAY yine yenildi. Ama, kuru fasülye güzeldi.

komik - çok güzel hareketler bunlar-oscar- 1.kisim | izlesene.com


                               
                  Sanki hiç vedalaşmamışım herhangi biriyle... Sanki artık hiç özlemiyorum...Kimseyi...

Ey yâr, susuşum sözümü esirgemekten değil. Sana değen sözleri çoktan yitirdim; dudağım avare, dilim perişan.

Aklım ermiyor ki, sustuğumu bileyim. Kalbim ayılmıyor ki sana hitap edeyim. Kelimelerin sıcağı kaçmış, hece hece küllenmişler; sükût lehçesinde aç susuz bir mülteciyim şimdi. Seni taşa benzettiler. Öyle dilsiz, öyle hayatsız, öyle duygusuz diye. Değirmende konuşan taş değil midir peki? Acıyı öğütüp ekmek eyleyen senin dönüşün değil mi?

Sahiden taş mı kesildin? Oysa, sana değdiği yerde dirilir sessizlik. Sana vuruldukça hece hece kanatlanır suskunluk; şiirlerin ufkuna yükselir söz.Taşın sözü yok mudur ? Taş dediğin konuşur. Zamanın dudağıdır.

Taş zamanla eskimez mi? Sen zamansın, gelir ve gidersin. Saatlerin kadranında uslu uslu gezinirsin amma saçlarımı değil sadece kemiklerimi dağıtırsın. Sevdiğimle arama ayrılıklar koyansın. Sen çoğaldıkça ben azaldım; seni tükettim derken ben tükendim.

Taş kesilmişsin ki sana vefasız dediler. Tanımazmışsın beni. Adımı bile anmazmışsın. Güzellikten hiç anlamazmışsın...

Aslında kendi taşını dikiyor değil mi insan? Her gün bir önceki günde bırakırız bedenimizi. Her yeni günün sabahında eskimiş bedenlerini yüklenir gibi insan. Sanki yakamızda çocukluk fotoğrafımızı taşır gibi yürürüz yeni zamanlara. Kendi cenazesini kaldırır gibidir insan. Baktığımız her yüzün ardında eskimiş yüzler saklıdır. Şimdiki bedenimiz daha öncekilerin başını bekleyen konuşkan bir taştır. Ölmüş yanlarımızı hatırlatır. Bir taş gibi ağırlaşır gözlerimizin karası. Var-yok arası bir titreyişe dönüşür nefesimiz. İki nefes ortasında dikilir taşımız. Taştan taşa koşar bakışımız.

Sen değilsin; taş benim. Kendimi taşımaya mecâlim yok. Kendime söyleyecek sözüm yok. Kabrimden kalbine taşınıyorum.Suskunluğum taş olmaklığımdan. Sözsüzlüğüm sözümü taşa devrettiğim için.Bağrımda ağır ve soğuk bir suskunluk...Taşıdığım sensin. Söze sığdıramadığım. Ve hiç susturamadığım. Ne oldu kalbime?Katılaştı, katılaştı.Taştan da katılaştı.Ağlarsa, taşlar ağlar.Ben ağlayamadım; sen ağla...
Rüzgarında düz esen bu ömrü yaktınız
Düşmanımla birlik olma
Sence sevgimi mahveden gurur lehimle bağlıdır
Vücutta salgıdır
Gülmelerde eksiğim yüzümde yaş çok
Multi aldanışta kalbime tecavüz
Malesef hiç olmadığım kadar huzurluyum bugün
Özürlerim kirada sabır gelir bi gün
Bu gördüğüm rüya mı gercek mi yoksa
Bilmem gerekli biseymi var nedirki söyle hikmet???
Bugün de cennet cehennem arası boş bir yerdeyim
Akılda anlam gerekli cümlelerse ferdeyim
Mecalimin kırılmış 10da 9u
Ömür yalancı mevsim ah! çıkar mı kokusu?????
Bence sen ki sence ben açıkça biz
Garip bir hale döndük sarardı rengimiz
Ne ilgimiz kalırdı geride ne halimiz
Hangimizde gerçek anlat buna değerki bilmeyiz
Senden ve benden istenenler aynı ben
Şahsen neden bu kez yanıldım anlamam bi bilsem
Sebebsiz her ana yaş bıraktım
İsteğim değil fakat budur muradım...


                                  Hüda bir sayfa koydu önüme yazmam gerekti

                                  Bense münker nekirle uğurladım sayfayı

                                  Belki bir bakış veyahut bir gülüş ,bir haykırış

                                  Bir armağan ,bir imtihan belki aldanış

                                  Sahi neydi? unuttuk adını biz bu ömrün

                                  Belki bir yol, gidemesekte bir karış..

Bu Blogda Ara

About this blog

Yoklugunda insa etigim o hayali bir anlik ofkeyle yerle bir ettim.Agir bir bilanco hayatta kalan yok,pismanlik duygusu kendimi ihbar ettim.
Ifsa et! Sucluyum saklamak sonucsuzYahut infaz et varligim luzumsuz.
Bir hayale adanmis yarim bir öyküyüz.Arar ve sorarlar yokuz ki sürgünüz.Dayan bu badireler de geçici bak inan!!!Uzatma git beni unut dedi hatıram.Bak haline yerle bir oldun oyun değil yaşam???Ne seyrine ne keyfine ve de rengine kan...

About Me

Fotoğrafım
burcuyur.blogspot.com
Profilimin tamamını görüntüle

Labels